Şiir Okuduk Yağmur Yağarken
Sana yağmurlu, ıslak şiirlerle geldim. Konuştuk harflerin izin verdiği ölçülerde. Sevgi ne zaman başlar ve şiirler neden ıslak. Sana ıslak şiirler fırlattım. Karanlıkta ağlama. Sana yağmurlu, ıslak şiirlerle koştum. Sana koştum yağmur yağarken...
Yağmuru, dizelerde bulanlar için gelsin bu şiirler. iyi okumalar poxanistler :)
Yağmur Kaçağı
Elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
geceleri bir çarpıntı duyarsan
telaş telaş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylülse ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
Atilla İlhan
Sevmeyi Unutanlar için
Sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler
yalan her şey gibi
aşklarınız da.
Yaşamı ölüm
diye anlatıyorlar size
yalanı gerçek diye.
Ne leylakların
tomurundan
haberiniz var
Ne önünüzden
kara bir tabut
gibi geçen geceden.
Sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler
yalan aşklarınız da...
Behçet Aysan
Yağmur Olsam
Sel taşkını bir akşamüstü
Bulutları bağrına basan
Ağaçlara sordum seni
Yaprak rüzgarı tutmaz dediler
Uzun uzun baktılar yalnızlığıma
Yangın yeri bir yürek
Bir de yağmur gösterdiler
Ne olur şu yağmurların
Birdenbire yağanı ben olsam
Rüzgarı düğümlesem saçlarına
Bir daha bırakmasam
Öpsem kirpiklerini
Süzülüp gözyaşlarına karışsam
Çağlayıp aksam çağlayıp aksam
Yüzündeki ırmaklarla geçsem ovaları
Dudaklarında denizlere çıksam
Adnan Yücel
Sıkıntı
Yağmur eritti elimi, yüzümü
Bu dünyada bir yürek kaldım
Acılar burdu düşlerimi
Kanıksanır oldu ölüm denen şey
Şaşırdım, ürktüm, ağladım.
Bu iş de burada biter
Yarın bir bilet almalıyım
Nerede olursa olsun diyerek
Geceyarısı kayıp giden trenler
Uykularımda koca bir engerek
Kendimi ölümün olmadığı
Bir dünyada bulmalıyım
Yorgunluğumu, tedirginliğimi
Boynumdan bir kement gibi çıkarmalıyım.
Yağmur eritti elimi, yüzümü
Bu dünyada bir yürek kaldım
Ahmet Erhan
Yağmur Yağıyor Gibi Ölüyorsun
nasıl unuturum bir sap menekşe
uyuyorsun.nasıl......ölüyorsun
upuzun kavaklar devrilir gibi
değil. dağ yıkılır orman tutuşur
gibi değil. bir nehir
akıyor gibi ölüyorsun.
ağzının kıyısında bir sap menekşe
gibi duruyor yaşın.
şimdi başkalarının oturduğu
evlerdeyiz. birer balkon
birer eşik olmaya
yeraltından yaralarımızla
şimdi başkalarının oturduğu
evler odalar olmaya
yaşamak ki mavi bir şal boynunda
kar üstünde ayak izlerin, gülüyorsun
sürgit bir acı bu, nasıl unuturum. yağmur
yağıyor gibi
Çiğdem Sezer
Sana Yağmur Diyorum
Gidersen hani sığınaklarım?
Eksilir, zarar kalırım…
Kalırım!
Yeni günün tenine dağılır yaralarım.
Sana yağmur diyorum…
Uzun boylu umuttun,
tadında unutuldun.
Nerde büyük uçurumların,
kış suların, yaz uykuların?
Sana yağmur diyorum ıslaklığım bundan.
Yağ da ıslanalım, ama uslanmayalım,
uslanmayalım!
Gün, vursun yükünü gecenin hırkasına;
yol, vursun sesini uzaklığın pasına,
sesime kibrit çaksan tutuşacağım…
Sargısızım,
çoğalırım,
çoğaldıkça arsızım!
Sana yağmur diyorum…
En haklı aşk,
alkışsız sürebilendir
ve en haklı kavganın öznesi,
ölmemek için dövüşürken de ölebilendir…
O an…
İşte o an,
ey bizi ayrı takvimlere düşüren zaman,
yere bir bahar dalı düşmüş gibi mi olur?
Sıradağlar mı tutuşur bağrının orta yerinde?
Yeter, kan sıçratmayın sabahın seherine;
Boğulursunuz…Boğulursunuz!
Yılmaz Odabaşı
Aşk
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
İstanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik
Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.
Cemal Süreya
Uzak Kaderler İçin
Birgün, bir yağmurla garip garip
-Çoluğu çocuğu terk edeceğim.-
Bir sevgiyle doymayacak kalbim, anladım
Alıp başımı gideceğim.
Asır yirminci asırdır, amenna
Bir yanımda sevgilerim, bir yanımda sancım
Neon lambaları büsbütün karartır gecemizi
Uzaklar daha uzaklaşır
Bir define çıkarır gibi kayalardan, Ademden beri
Sımsıcak sevgilere muhtacım.
Bir gün alıp başımı gideceğim
-Yıldızlar ışısın, yollar üşüsün, yollar…-
Belimi bir ilik sal sarsın, mavi
Hüzünlü bir serencamın ardından, şarkısız
Rüyalarım unutulmuş bir handa pes desin
Görmüş geçirmiş bir çift duygulu dudak karşısında.
Kendi kendine çekilmez oluyor ömrüm
Her insanın ayrı ayrı yaşayabilsem kaderinde
Diyarı gurbette kanlı bir aşk
Bahtsız bir çocukluk uzak köylerin birinde
En uzak beyazlar,
En yakın ikindilerde, duygulu
Ve bir sahil meyhanesinde bir akşam
İçip içip ağlasam…
Nasil kisa kesmeli bilmiyorum?
Herkesin derdinden pay isterken.
Uzak kaderlerin sulari çaglar simdi
Yildizlar dökülür sonsuza içimizden.
Birgün, bir parkta otururken, biliyorum
Bir el yağmurla dokunacak omuzuma
Bir çift göz, bir davet, bir kalp
Çoluğu çocuğu terk edeceğim.
Yapraklar dökülecek, çiçekler solacak
Bir sonbahar, bir sabah ve bir yağmur olacak
Toprak ve insan kokularıyla,
Uğultulu bir sarhoşluk içinde, yıllar için
Başımı alıp gideceğim.
Turgut Uyar
Notluk : eklemek istediğiniz şiirleri yazın şu yorum şeyi yerine..
Yorumlar
Yorum Gönder